İşçi, işveren sendikaları ile kamu yetkililerinin çalışma hayatındaki önemli başlıkları değerlendirdiği Çalışma Meclisi, 5 yıl aranın ardından ilk toplantısını pazartesi günü yaptı. Meclis’in ana gündemlerinden biri de esnek çalışma oldu.
Salgından önce uzaktan çalışmaya izin veren şirketlerin oranı yüzde 1 iken bu oran salgın sonrası yüzde 78’e çıktı. TİSK verilerine göre Türkiye’de 10 çalışandan 4’ü uzaktan çalışma imkanına sahip ve çalışan nüfusun yüzde 30’u için uzaktan çalışma mümkün. Ayrıca çalışanların yüzde 73’ü evden çalışma ile iş-özel dengesi kurduğunu düşünüyor.
Peki esnek çalışma modeli daha da yaygınlaşır mı? Hangi sektörler için esnek çalışma modeli genişletilebilir? Esnek çalışma modeline göre maaşlar düşer mi? Çalışma hayatında 9-6 olarak tabir edilen standartlaşmış çalışma sistemi dışında, yapılan işe göre (meslek) bir mesai uygulaması mümkün mü?
Konuyla ilgili merak edilenleri Sosyal Güvenlik Müşaviri Emin Yılmaz, anlattı. Yılmaz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Dijitalleşen dünyada bizim de yerimizi almamız lazım. Yeni bir çağ üzerinden çalışma hayatı da şekillenmeye başlıyor. Hayatımıza yeni terimler ekleniyor. Bunlara bakacak olursak hibrit çalışma, uzaktan çalışma, esnek çalışma ve dünyada konuşulan 4 gün çalışma 3 gün tatil modelleri ile yeni nesil çalışma modelleri oluşmaktadır. Esnek çalışma da bunlardan bir tanesi. Kelime kökenine bakıldığı takdirde çalışma hayatında bulunan bireylerin çalışma saatlerine esneklik kazandırması olarak değerlendirebiliriz. Çalışma saatleri kanunlarımızda haftalık olarak özel sektörde 45 saat, kamu sektöründe 40 saat olarak değerlendirilmektedir. Dünyaya bakıldığı zaman özellikle Avrupa da haftalık çalışma süreleri 35 ile 40 saat arasında değişiklik arz etmektedir. Bizde de buna benzer bir uygulama olacağını hatta çalışma saatlerinin esnetilmesi ile ilgili düzenlemeler geleceği kanaatindeyim. İlk etapta kamu sektöründe uygulanmasını, sonrasında özel sektöre uygulanacağını tahmin ediyorum.”
‘Çalışanın iş veriminin artacağını düşünmekteyim’
Esnek çalışmayı daha çok hizmet sektörü üzerinden değerlendirebiliriz. Masa başı işi olan beyaz yakalılarda uygulamanın yaygınlaşacağını sonrasında mavi yakaya da uygulanabileceğini düşünüyorum. İmalat, sanayi ve lojistik sektörlerinde iyi bir planlama yapılması gereklidir. Örnekleyerek anlatacak olursak esnek çalışma üzerinden mesai saatlerinde sabah 8 gibi işe başlayan personelin öğlen 3 gibi, sabah 10 da işe başlayan personelin akşam 5 gibi paydos edeceğini düşünmekteyim. Bu sayede vatandaş da mağdur olmamış olacak. Hatta çalışan açısından başka avantajlar da sağlayacaktır. İş-yaşam dengesinin oluşturulması, çalışanın özel hayatı ile alakalı doktor randevusu, çocuğu varsa okuldan alması, mental olarak daha sağlıklı olunması avantajlardan birkaçı olarak değerlendirilebilir. Bu sayede de çalışanın iş veriminin artacağını düşünmekteyim. Hatta sivil hayatta çalışma saatlerindeki trafik sorununa bir nebze de olsa rahatlama getireceğini söyleyebiliriz.
Esnek çalışma maaşları düşürür mü?
Hükümet kanadı çalışma hayatı ile ilgili hem seçim beyanında hem de 12. Kalkınma Planı Programında buna yer vermişti. Yasal süreç olarak iş kanununda bir değişiklik gerekli. Bununla ilgili mevzuat dağınıklığından ötürü özellikle basın, deniz ve özel sektörde yılbaşından bu yana çalışmalar başlamış durumda. İşçi, işveren sendikaları, akademisyenler ve kamu otoritesi bir araya gelerek çeşitli çalışmaları devam ettirmektedir. Hayır düşürmez, çünkü çalışma hayatını düzenleyen kanunlarımız var. Asgari ücret uygulaması olduğundan kaynaklı asgari ücrete gelen zam üzerinden maaşları değerlendirmek zorundayız. Asgari ücret üstü alanlarda ise ücret politikasını işçi- işveren birlikte karar verecektir. Bu konu ile ilgili işveren aynı departmanda çalışan bir personele zam verip diğerine vermez ise işçi tazminat isteme hakkına sahiptir. İşverenler böyle bir yola giderlerse cezai yaptırımların olduğunu belirtmek isterim.